Histrionik

Histrionik Kişilik Bozukluğu Nedir?

Histrionik kişilik bozukluğu bireyde yapmacık bir şekilde ilgi isteme, çevreye yönelik olumlu
bir kişi imajı bırakma çabası
olarak ortaya çıkar. Bu bireylerin hedef davranışı çevredeki
kişileri etkileyebilmektir. Dış görünüşlerine yüksek derecede düşkündürler. Dikkat çekici bir
tarzda giyinirler. Fiziksel görünümleriyle bir bütün olarak baştan çıkarıcı tutum ve
davranışları kullanırlar. Çok duygusal olduklarına yönelik bir imaj oluşturmaya yönelik
uğraşsalarda duygusal açıdan sığlardır. Yeni tanıştıkları insanlarla çok ilgili bir biçimde
sohbet edip onların olumsuz deneyimlerine karşılık aşırı duygusal tepki verirler. Bol
kullandıkları sevgi sözcükleri, olumlu izlenim açısından bir stratejidir.

Eğer siz de histrionik kişilik bozukluğu konusunda destek almak isterseniz yüz yüze veya whatsapp görüntülü konuşma üzerinden ücretsiz 15 dakikalık ön görüşme randevusu alabilirsiniz.

Neden Biz?

Danışan, toplum ve eğitim odaklı çalışmalar yürüten multidisipliner bir merkez olan Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Fundem Ece tarafından kuruldu.

Danışmanlık ve psikoloji faaliyetlerimizle toplumun çekirdeğini oluşturan çocuk, genç ve yetişkin bireylere, çift ve ailelere destek sunuyoruz.

Randevu talepleriniz için bizimle WhatsApp butonları üzerinden veya doğrudan iletişime geçebilirsiniz.

👇

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Bu bozukluğa sahip kişiler ilgi odağı olmadıkları durumlarda kaygılanırlar. Dinliyor gibi
görünürler fakat ilk fırsatta sözü karşı taraftan alırlar. Konu bütünlüğü olmayan konuşmalar
yaparlar ve ilgiyi alabilmek için yüksek perdeden konuşmayı seçerler.
DSM-5’e göre aşağıdaki tanı kriterlerinden beşi ya da daha fazlasına sahip olmakla birlikte
erken erişkinlikte başlayan ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan, aşırı duygusallık ve ilgi
çekme ile karakterize bir bozukluktur.

  • İlgi odağı olmadığı durumlarda rahatsız olur.
  • Başkalanyla olan etkileşimleri, cinsel yönden, ayartıcı, kışkırtıcı ya da baştan çıkartıcı, uygunsuz davranışlarla belirlidir.
  • Birden değişen, yüzeysel (sığ) duygular gösterir.
  • İlgi çekmek için sürekli olarak dış görünümünü kullanır.
  • Gereğinden çok etkilemeye yönelik ve ayrıntıdan yoksun bir konuşma biçimi vardır.
  • Yapmacık davranır, gösteriş yapar ve duygularını abartılı gösterir.
  • Kolay etki altında kalır.
  • İlişkilerin, olduğundan daha yakın olması gerektiğini düşünür.

2000lerin başlarında Histrionik Kişilik bozukluğunun görülme oranı çoğunluğu kadınlar
olmak üzere %1.84 olarak bulunmuştur. Fakat Fox(2015)’ın yaptığı araştırma ile histrionik
kişilik bozukluğunun yaygınlığının cinsiyetle ilişkili olmadığı, yapılan klinik ziyaretlerine
göre bu oranın ortaya çıktığı görülmüştür.
Fox histrionik spektrumu oluşturan bileşenleri 3 kategoriye bölmüştür;

  1. Hafif ve karamsar: Bu kişiler genellikle sosyal ve dost canlısıdırlar. Aynı zamanda
    şüpheci, duygusal olarak dışa dönük ve yüzeysellerdir.
  2. Orta ve yapmacık: Bu kategorideki kişiler genellikle diğer insanların dikkatini
    çekmeye çalışırlar.
  3. Şiddetli ve düzensiz: Bu kişiler ise reddedildikleri zaman kendilerini onarabilmek için
    başka bir nesnenin onayına ihtiyaç duyarlar.
    Sigmund Freud geliştirdiği dürtü teorisinde savunmayı bir arzu, istek veya dürtü ile bunlara
    yönelik bir yasak arasındaki içsel çatışmadan doğan bir uzlaşma biçimi olarak tanımlamıştır.
Histrionik Kişilik Bozukluğu ve Savunma Mekanizmaları İlişkisi

Histrionik Kişilik Bozukluğu ve Savunma Mekanizmaları İlişkisi

Histeriden Histrionik Kişilik Bozukluğa Freud(1925) histeri üzerine yazdığı bir makalede oral ve ödipal döneme olan saplantıdan söz etmiştir. McWilliams’a (2011) göre bu açıklamanın özeti şu şekildedir: Aç bir bebek temel ihtiyaçlarını giderebilmesi için annesine ihtiyaç duyar. Fakat bu ihtiyaçlara cevap vermeyen anne karşısında bu kız çocuğu hayal kırıklığına uğrar. Daha sonra bu kız ödipal dönem yaklaştığında, annesini değersiz kılar. Oral dönemin giderilmeyen ihtiyaçları ödipal dönemin dinamiklerini güçlendirebilmek amacıyla ona yoğun sevgi sunan babasına yönlendirilir. Bir yandan annesine ihtiyaç duyan diğer yandan onu değersizleştiren kız ikilemde kalır ve bu durum ödipal dönemde sıkışmasına sebep olur. Freud’dan sonra ruh sağlığı uzmanları da histeri alanında çalışmaya yönelmişlerdir. 1950’lere kadar histeriye olan yaygın görüşler çoğunlukla Freud’un görüşlerinden etkilenmiştir.

Daha sonra Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) ruhsal bozukluklar için daha iyi bir sınıflandırma biçimi oluşturarak DSM’i (Ruhsal bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı) yayınlamıştır. DSM-I’de ‘histeri’ terimi yer almazken dönüşüm histerisi yerine dissosiyatif tepki tanımı kullanılmış; dönüşüm tepkisi ise pikonevrotik bozukluklar bölümünde yer almıştır. DSM-II’de hem dönüşüm hem de dissosiyatif tepkiler dahil edilmiştir. DSM-III’te daha önce histerik nevroz olarak adlandırılan bozukluklar, dissosiyatif bozukluklar ve somatoform bozukluklar olarak iki kategoriye ayrılmıştır. Histerik kişilik ise histriyonik kişilik bozukluğu olarak yeniden adlandırılmıştır. Ayrıca ilk kez somatizasyon bozukluğu ortaya çıkmış ve dönüşüm bozukluğu da bu kapsama dahil edilmiştir. DSM-IV’te dönüşüm bozukluğu terimi Freud’un görüşlerini yansıtacak bir şekilde kullanılmaya devam etmiştir. DSM-V’te ise somatizasyon bozukluğu kaldırılmış ve dönüşüm bozukluğuna alternatif olarak fonksiyonel nörolojik bozukluk tercih edilmiştir. Bu değişiklikler dönüşüm ve histeri kavramlarının günümüzde mental bozuklukların sınıflandırılmasında artık kullanılmadığını göstermektedir.

Histrionik Kişilik Bozukluğu ve Savunma Mekanizmaları

Benliğin hoş olmayan veya karşı konulması zor olan fantezilere ve duygulanımlara karşı koyabilme yeteneğini ifade edebilmek için savunma mekanizmaları kullanılmaktadır. Vaillant (1971/1992) benlik savunma mekanizmalarının olgun, nevrotik ve gelişmemiş olarak hiyerarşik bir yapıda düzenlendiğini öne sürmüştür. Gelişmemiş savunma mekanizmaları çoğunlukla kişilik bozukluğuna sahip kişilerde görülmektedir. Yansıtma (Kişinin bilinçaltında kabul edilemez gördüğü düşünce ya da arzuyu tam tersi olan bir davranışla ifade etmesi) ve dissosiyasyon (bireyin kendi düşüncelerinden, duygularından veya çevresel uyaranlardan geçici olarak kopmasıdır.) histrionik kişilik bozukluğu ile ilişkili gelişmemiş savunma mekanizmalarındandır.
Savunma mekanizmaları kişiliğin işleyiş mekanizmasının temeli olarak görülebilir. Bu sebeple belirli türde savunma mekanizmalarının belirli bir kişilik bozukluğuyla ilişkili olabileceği öne sürülmektedir. Günümüzde savunma mekanizmaları normal ve anormal davranışları anlamak üzerine açıklayıcı yapılar olarak görülmektedir.

Histrionik kişilik bozukluğu nedir?

Histrionik Kişilik Bozukluğu ve Savunma Mekanizmaları İlişkisi

Cramer (1999) tarafından yapılan bir araştırmaya göre histrionik bozukluğa sahip bireyler sıklıkla yansıtma ve inkar (Bireyin kabul edemeyeceği veya başa çıkamayacağı bir gerçeği reddetmesi) savunma mekanizmalarını kullanmaktadırlar. Bilge (2018) tarafından yapılan bir araştırmaya göre ise bu kişilerin yansıtma, rasyonalizasyon (kabul edilmesi güç durumları mantıklı gerekçeler ile kabul edilebilir hale getirme), bastırma (kişiye rahatsızlık veren durumların bilinç dışına itilerek unutulması), otistik fantezi (gerçek yaşantıda tatmin edilemeyen isteklerin hayal dünyasında gerçekleştirilmesi) savunma mekanizmalarını kullandıkları görülmüştür.

Histrionik Kişilik Bozukluğu Tedavisi Nasıl Olmalıdır?

Histrionik kişilik bozukluğu tedavisi uzman psikiyatrist ya da klinik psikolog tarafından yürütülmelidir. Tedavi süreci bireyin semptomlarını yönetmesine ve daha sağlıklı davranışlar gerçekleştirmesine dayalı olarak psikoterapi ile yönetilmektedir. Gerekli görüldüğü takdirde ilaç tedavisi uygulanabilmektedir.

Yazar: Simge Negür

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Sorumluluk Reddi: Söz konusu bu tür bilgiler Site’de yalnızca bilgilendirme amacıyla yayınlanmaktadır ve doktorunuz ya da eczacınızın tavsiyelerinin yerini almaz. Bu bilgiler hiçbir koşulda bir hastalığın veya fiziksel problemin tıbbi tanısını koymak için kullanılmamaktadır site üzerinden durumunuzla ilgili endişelerinizi ve sorularınızı sorabilirsiniz. Bununla birlikte her durumda doktorunuza ya da eczacınıza başvurmanız gerekir.