Cinsel Obsesif Bozukluk nedir

Bu makale de  Obsesif Kompulsif Bozukluğun ne olduğunu, belirtilerini, türlerini, hayatımızdaki obsesyon ve kompülsiyonları, DSM V kriterlerini inceleyeceğiz. Daha sonra asıl konumuz cinsel obsesif bozukluk nedir? belirtilerini ve sebeplerini inceleyeceğiz.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

OKB: DSM V ile psikoloji hayatına giriş yapmıştır. Daha öncesinde anksiyete bozuklukları içerisinde yer almaktaydı.

Obsesyon sözlükte takıntı olarak bilinmektedir. Kişinin genelde mantıksız olduğunu bilmesine ve kabullenmesine rağmen, inatçı, tekrarlayıcı biçimde aklına gelen, sıkıntı yarattığı halde tüm çabalarına rağmen aklına gelmesini ve düşünmesini engelleyemediği; çok rahatsız eden endişelendiren hatta korkutabilen düşünceler, kuşkular, dürtüler ve gerçekleşebileceğini düşündüğü hayali olaylar, görüntüler ya da kafasında canlanan sahnelerdir.

Eğer siz de Cinsel Obsesif Bozukluğu konusunda destek almak isterseniz yüz yüze veya whatsapp görüntülü konuşma üzerinden ücretsiz 15 dakikalık ön görüşme randevusu alabilirsiniz.

Neden Biz?

Danışan, toplum ve eğitim odaklı çalışmalar yürüten multidisipliner bir merkez olan Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Fundem Ece tarafından kuruldu.

Danışmanlık ve psikoloji faaliyetlerimizle toplumun çekirdeğini oluşturan çocuk, genç ve yetişkin bireylere, çift ve ailelere destek sunuyoruz.

Randevu talepleriniz için bizimle WhatsApp butonları üzerinden veya doğrudan iletişime geçebilirsiniz.

👇

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Obsesyon genelde bedensel düşünceler, şiddet düşünceleri, ölüm, dinsel ve cinsel konularında yaygınlık gösterir.

Kompulsyion genellikle kişinin aklına gelen takıntılı (obsesif) düşüncelerin yarattığı sıkıntıyı giderme amacıyla yapılan ya da kişinin yapmak zorunda hissettiği ve gereksiz olduğunu bilmesine rağmen yapmaktan ve tekrarlamaktan kendisini alamadığı hareket ve davranışlardır.

Kompulsyion genelde el yıkama, çizgilere basmadan yürüme, bazı kelime ve sayıları tekrar etme, belli yerlere dokunamama olarak görülür.

Sık Görünen Obsesyonlar

  • Kirlenme
  • Kendisine ya da diğerlerine zarar verme
  • Simetri/düzen ihtiyacı
  • Dini ya da ahlaki endişeler
  • Cinsel içerikli ya da agresif içerikli düşünceler
  • Uğurlu ya da uğursuz sayılar

Sık Görünen Obsesyonlar

  • Temizleme
  • Kontrol etme, sayma, tekrarlama
  • Sıraya koyma, düzeltme
  • Dua etme, onaylanma arayışı
  • Dokunma, tıkırdatma ya da ovalamak

Normal Kişi Obsesyonu ve OKB Obsesyonu

  • Daha sık
  • Daha uzun süreli
  • Daha inanılan
  • Daha sıkıntı içeren
  • Daha ısrarlı
Cinsel Obsesif Bozukluk

Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) DSM V

Takıntıların (obsesyonların), zorlantıların (kompulsiyonların) ya da her ikisinin birlikte varlığı: Takıntılar (obsesyonlar) (1) ve (2) ile tanımlanır:

1. Kimi zaman zorla ve istenmeden geliyor gibi yaşanan, çoğu kişide belirgin bir kaygı ya da sıkıntıya neden olan, yineleyici ve sürekli düşünceler, itkiler ya da imgeler.

2. Kişi, bu düşüncelere, itkilere ya da imgelere aldırmamaya ya da bunları baskılamaya çalışır ya da bunları başka bir düşünce ya da eylemle yüksüzleştirme (bir zorlantıyı yerine getirerek) girişimlerinde bulunur.

Zorlantılar (kompulsiyonlar) (1) ve (2) ile tanımlanır:

1. Kişinin takıntısına tepki olarak ya da katı bir biçimde uyulması gereken kurallara göre yapmaya zorlanmış gibi hissettiği yinelemeli davranışlar (örn. el yıkama, düzenleme, denetleyip durma) ya da zihinsel eylemler (örn. dinsel değeri olan sözler söyleme, sayı sayma, sözcükleri sessiz bir biçimde yineleme

Bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yaşanan kaygı ya da sıkıntıdan korunma ya da bunları azaltma ya da korkulan bir olay ya da durumdan sakınma amacıyla yapılır; ancak bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yüksüzleştireceği ya da korunulacağı tasarlanan durumlarla gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir ya da açıkça aşırı bir düzeydedir.

Not: Küçük çocuklar bu davranışlarının ya da zihinsel eylemlerinin amaçlarını dile getiremeyebilirler.

B. Takıntılar ya da zorlantılar kişinin zamanını alır (örn. günde bir saatten çok zamanını alır) ya da klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.

C. Takıntı-zorlantı belirtileri, bir maddenin (kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.

D. Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle daha iyi açıklanamaz (örn. yaygın kaygı bozukluğunda olduğu gibi aşırı kuruntular; beden algısı bozukluğunda olduğu gibi dış görünümle aşırı uğraşma; biriktiricilik bozukluğunda olduğu gibi sahip olduklarını elden çıkartmakta ya da onlarla ilişkisini kesmekte güçlük çekme; trikotillomanide [saç yolma bozukluğu] olduğu gibi saçını yolma; deri yolma bozukluğunda olduğu gibi derisini yolma; basmakalıp davranış bozukluğunda olduğu gibi basmakalıp davranışlar; yeme bozukluklarında olduğu gibi törensel yeme davranışı; madde ile ilişkili ve bağımlılık bozukluklarında olduğu gibi maddeleri ya da kumar oynamayı düşünüp durma; hastalık kaygısı bozukluğunda olduğu gibi bir hastalığının olduğunu düşünüp durma; cinsel sapkınlık bozukluklarında olduğu gibi cinsel itkiler ya da düşlemler; yıkıcı bozukluklarda, dürtü denetimi ve davranım bozukluklarında olduğu gibi dürtüler; yeğin depresyon bozukluğunda olduğu gibi suçlulukla ilgili düşünsel uğraşlar; şizofreni açılımı kapsamında ve psikozla giden diğer bozukluklarda olduğu gibi düşünce sokulması ya da sanrısal uğraşlar ya da otizm açılımı kapsamında bozuklukta olduğu gibi yinelemeli davranış örüntüleri).

İçgörüsü iyi ya da oldukça iyi: Kişi, takıntı-zorlantı bozukluğu inanışlarının kesinlikle ya da olasılıkla gerçek olmadığının ya da gerçek olabileceğinin ya da olmayabileceğinin ayrımındadır.

İçgörüsü kötü: Kişi, takıntı-zorlantı bozukluğu inanışlarının olasılıkla gerçek olduğunu düşünür.

İçgörüsü yok/sanrısal inanışlar: Kişi, takıntı-zorlantı bozukluğu inanışlarının gerçek olduğuna kesin olarak inanmaktadır.

Cinsel Obsesif Bozukluk nedir? Varsa Belirtiniz:

Tikle ilişkili: Kişinin o sırada ya da geçmişte bir tik bozukluğu öyküsü vardır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Belirtileri

  • Obsesyon
  • Aşırı kuşkulanma
  • Sürekli güvenlik arayışı
  • Simetri/düzen duyarlılığı
  • Rezil olmaktan duyulan korku
  • Hata yapmaktan korkma
  • Bir başkasına zarar verme korkusu
  • Pislik/mikrop korkusu
  • Hasta olma korkusu
  • Ölüm korkusu
  • Kompulsiyon
  • Tokalaşamamak
  • Tekrarlayıcı el yıkama/duş alma davranışı
  • Değersiz nesneleri biriktirme
  • Uyku düzenini etkileyen düşüncelere dalıp gitme
  • Yapılacakları tekrarlı sayılarda yapma
  • Ocak, ütü, su gibi şeyleri sürekli kontrol etme

OKB NİN NEDENLERİ

Okb nin neyden kaynaklandığı net olarak bilinmese de bütün psikolojik hastalıklar gibi 2 teori öne sürülmektedir

Çevresel faktörler: Kişinin aile ve sosyal çevrelerinde yaşadığı stres ya da yaşamak zorunda kaldığı ortam hastalığın tetiklenmesine ve ortaya çıkmasına neden olan faktörler arasında oldukça önemli bir role sahiptir.

Biyolojik faktörler: Beyin sinyallerinin iletiminde yer alan seratonin dengesinin değişmesi okb nin ortaya çıkmasına neden olur. Bireyin gelişim döneminde seratonin eksikliği yaşanabilir bunun yanı sıra annenin hamilelik döneminde seratonin dengesinin değişmesi bebeğe gen yoluyla aktarılabilir. Bahsi geçen seratonin beyindeki planlama ve sağduyu bölgelerinin düzenini etkilemektedir. Seratonin dengesizliği de planlama ve sağduyu kısmını devre dışı bırakarak beyni obsesifleştirir.

Cinsel Obsesif Bozukluk Nedir?

Cinsel obsesif bozukluk nedir?, hiperseksüalite ya da seks bağımlılığı olarak da bilinmektedir. Cinsellik konusunda kontrol edilmesi zor duygu ve düşünceler olarak adlandırabiliriz. Cinsel obsesif bozukluk nedir? Bu obsesyon halk dilinde ‘fantezi ’ olarak anlamlandırılsa da aslında obsesyonun alt başlıklarıdan biridir. Hepimizin bildiği fantezi aslında kişiye zevk vermek/almak gibi amaçlar içerse de cinsel obsesyonda bu durum tam tersi şeklinde ilerler. Bu obsesyonlar kişiyi içinden çıkılması zor bir sıkıntıyla baş başa bırakır. Kişide biyolojik bir tanı yoktur fakat kişinin düşünceleri o kadar yoğundur ki biyolojik bir sorunmuş gibi algılayabilir. Düşüncelerden kurtulmak için bazı güvenlik davranışları sergilenir ve bunlara da cinsel kompulsiyonlar denir.

Cinsel takıntıların ortaya çıkmasının en önemli sebeplerinden biri eğitimsizlik ve bastırılmışlıktır. Çocuklar 2 3 yaşlarından itibaren kendi cinsel organlarını tanıma ve karşı cinsiyetle aralarındaki farkı anlamlandırma dönemine girmeye başlarlar. Bu dönemden itibaren ailelerin bu olaya yaklaşımı oldukça önemlidir. Çocuklara anlaşılabilir bir şekilde anlatılmaması ya da her cinsel organa dokunduğunda aşırı tepki verme çocukları bu konuda bastırma ya da bilgisiz bırakma anlamına gelmektedir. Bu durum çocukların büyüyünce cinsel açlık ve doyumsuzluğu en zirvede yaşamalarına neden olmaktadır. Cinsel birliktelik konusundaki bilgisizlik ve aktarımsızlık özellikle kadın cinsiyetini fazlasıyla olumsuz etkilemektedir. Genel toplumdaki bu tutum sayesinde cinsel korku obsesyonları, kendime engel olamayacağım obsesyonları ve birliktelikte yeterli olamayacağım obsesyonları oldukça yaygın görülmektedir. Özellikle erkeklerden beklenen mükemmel performans tutumu erkekleri cinsel birliktelik sırasında çeşitli kompulsiyonlara itmektedir.

En Yaygın Cinsel Obsesyonlar

Tedavi

Bir çok konuda olduğu gibi cinsel obsesif bozuklukta da psikoterapinin önemi oldukça fazladır. Psikiyatri ile ortaklaşa yürütülmesi ve gerekli görüldüğünde yeterli dozajda ilaç kullanımı da  bu bozukluğun tedavisine yardımcı olmaktadır.

Cinsel Obsesyon Da Psikoterapi

BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi)

Bilişsel Davranışçı Terapi hedefi kişinin davranışlarını analiz ederek sorunlu, olumsuz ve işlevsiz düşünceleri bularak bunları yeniden yapılandırmaktır. Kısaca işlevsiz sorunlu düşünceyi değiştirerek yaşanabilir hale getirmektir. Kişi maruz bırakma tekniği ile obsesyonlara maruz bırakılır ve kaygının azalması amaçlanır.             

Psikodinamik Terapi

Bozulmuş düşüncelerin altında yatan bilinçdışı sorunları keşfetmeyi ve gün yüzüne çıkarmayı ve farkındalık kazandırmayı hedefler. Bu tutum da tedaviye olan direncin ortadan kalkmasına yardımcı olur.

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Yazar: Uzman Klinik Psikolog-Psikoterapist İrem Yüksel

Sorumluluk Reddi: Söz konusu bu tür bilgiler Site’de yalnızca bilgilendirme amacıyla yayınlanmaktadır ve doktorunuz ya da eczacınızın tavsiyelerinin yerini almaz. Bu bilgiler hiçbir koşulda bir hastalığın veya fiziksel problemin tıbbi tanısını koymak için kullanılmamaktadır site üzerinden durumunuzla ilgili endişelerinizi ve sorularınızı sorabilirsiniz. Bununla birlikte her durumda doktorunuza ya da eczacınıza başvurmanız gerekir.