Duygusal Boşluk Nedir?

Duygusal Boşluk, bireyin bilmediği sebepten ötürü gündelik hayatından keyif alamaması,
anda kalamaması, ilgi duyduğu aktivitelerden eskisi kadar zevk alamaması, enerjisinin
olmadığını hissetmesi; hayata karşı genel bir mutsuzluk ve umutsuzluk duygusu hissetmesi
olarak tanımlanabilir. Kişi kendinde ve hayatında zevki yakalayamadığından dolayı alkol,
sigara ve uyuşturucu madde bağımlılığı gibi zarar verici dış etmenlerde çözüm arayabilir.
Boşluk duygusu içerisinde birey kendine yabancılaşabilir. Birey, çevresindeki bireyler, aile
bireyleri veya partneri tarafından anlaşılamadığını düşünebilir ve asla anlaşılamayacağını
hissedebilir. Derin bir yalnızlık duygusuna kapılıp dış çevrelerinden soyutlanabilirler. (bknz: Yalnızlık Korkusu)
Söz konusu makalede Duygusal boşluğun detaylı tanımını, duygusal boşluğun
çocukluğumuzla ilişkisini, duygusal boşluğun ortaya çıkış durumlarını ve sebeplerini,
duygusal boşluğun belirtilerinin neler olduğunu ve duygusal boşluğun sağaltım sürecinin nasıl
olabileceği hakkında detaylı açıklamalar yapacağız.

Eğer siz de Duygusal boşluk konusunda destek almak istiyorsanız yüz yüze veya whatsapp görüntülü konuşma üzerinden ücretsiz 15 dakikalık ön görüşme randevusu alabilirsiniz.

Neden Biz?

Danışan, toplum ve eğitim odaklı çalışmalar yürüten multidisipliner bir merkez olan Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Fundem Ece tarafından kuruldu.

Danışmanlık ve psikoloji faaliyetlerimizle toplumun çekirdeğini oluşturan çocuk, genç ve yetişkin bireylere, çift ve ailelere destek sunuyoruz.

Randevu talepleriniz için bizimle WhatsApp butonları üzerinden veya doğrudan iletişime geçebilirsiniz.

👇

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Duygusal Boşluk Ve Çocukluk

Duygusal Boşluk hissinin temelleri 0-6 yaş arasında ebeveynin çocuğuna aktardığı hislerle
ve çocukluk yaşantılarıyla bağlantılıdır
. Bu yaş grubundaki bir çocuk ebeveynleri tarafından
ihmal edilirse yetişkinlik dönemlerinde olumsuz durumlarla karşılaştıklarında duygusal
boşluk hissi yaşamaya daha meyilli olabiliyorlar. Boşluk hissi yaşamaya daha yatkın olarak
görülen çocuklar ebeveynleri tarafından fizyolojik ve duygusal ihtiyaçları ihmal edilmiş
çocuklardır diyebiliriz.
Duygusal Boşluk hissi çoğunlukla bireyin kendisiyle ilişkili olmayabilir. Ebeveyn bilinçdışı
bir şekilde boşluk duygusunu çocukluk çağındaki bireye aktarabilir. Çocukluk dönemindeki
birey; ilgi, sevilme ihtiyacı, kabul görme ihtiyacı, güvende hissetme ihtiyacı gibi temel
duygusal ihtiyaçlara sahiptirler. Söz konusu duygusal ihtiyaçlar karşılanmadığı takdirde
çocukluk çağındaki birey kendisini yalnız, güvensiz ve değersiz hissedebilir. Ve ihtiyaçları
karşılanmamış birey ergenlik ve yetişkinlik çağlarında öz saygı eksikliği, öz güven eksikliği,
kaygı bozuklukları ve depresyon yaşamaya daha yatkın olabilirler.

Duygusal boşlukta olan birey

Duygusal Boşluk Hangi Durumlarda Ortaya Çıkar?

Duygusal boşluk birçok içsel ve dışsal faktörden ortaya çıkabilir. Duygusal boşluk
hissinin yoğun bir his olduğunu söyleyebiliriz ki bir birey duygusal boşluk hissi
yaşamasına sebep olabilecek olaylar ve yoğun duygular yaşayabilir. Bu olaylara
bireyin romantik ilişkisinin sonlanması, yaşanılan iş değişikliği veya işten çıkarılma,
yaşam alanının ve tarzının değişimi, bir yakının kaybedilmesinden sonra girilen yas
süreci, doğumdan sonraki süreçte annede görülen postpartum depresyonu gibi olaylar
örnek verilebilir.
Beyin değişim bazlı söz konusu olayları yoğun duygularla yaşadığında kendini
boşluğa bırakır. Çünkü alışılmış olan durum ortadan kaybolmuştur. Beyin yaşanılan bu
denli yoğun duyguları sindiremez ve hiçbir duygunun yaşanmasını istemez akabinde
bireyin iradesinden ziyade bilinçdışı bir şekilde boşluk duygusunu aktive eder.

Duygusal Boşluğun Belirtileri Nelerdir?

Duygusal boşluğa kapılan bireylerde, depersonalizyon durumu dediğimiz bireyin kendi
yaşantısında sadece izleyici olduğunu hissetmesi ve hatta bireyin kendi duygularından,
düşüncelerinden, yaşantısından ve bedeninden kopukmuş gibi hissetmesi görülebilir.
Yaşantısındaki olumlu durumlara kayıtsız kalabilir ve görmezden gelebilir. Akabinde birey
yaşadığı eğlenceli anlardan, yediği yemeklerden, yaşadığı cinsel birliktelikten zevk
almayabilir. Birey özel hayatını ve yaşantılarını sürekli sorguladığından anda kalamayabilir.
Geçip giden hayatını dışarıdan izleyen birey boşluk duygusunu alkol, sigara ve uyuşturucu
madde kullanımı ile bastırmaya çalışabilir. Birey, çocukluk yaşantısındaki olumsuz
duygularını hatırlamamak için madde bağımlılığı geliştirebilir. Yapılan araştırmalara göre
uyuşturucu kullanımı boşluk duygusunu bastırmak için bireylerin en çok kullandığı zararlı
yöntemlerden biridir. Birey daha çok şeker ve karbonhidrat odaklı aşırı yeme davranışı da
geliştirebilir ve bu duruma bağlı olarak bireylerde aşırı kilo artışı veya azalışı görülebilir.
Aşırı cinsel ilişki isteği, aşırı harcama yapmak gibi zararlı olabilen davranışlar yine bireyin
duygusal boşluktan kaçınmak için kullanabildiği faktörlerdir.
Söz konusu aşırı eylemler ve davranışlar sadece geçici tatmin imkanı sağlar ve bireyin
duygusal boşluğunun daha da derinleşmesine sebep olabilir. Birey daha sonra alışkanlık
haline getirdiği söz konusu aşırı davranışları alışkanlık haline getirebilir. Akabinde maddi ve
manevi zararlar ortaya çıkabileceğinden bireyin bu durumda psikolojik destek alması
gerekebilir.

Duygusal Boşluk Ve Sağaltım Süreci

Duygusal boşluğun bireyin çocukluk döneminden itibaren yaşamı boyunca deneyimlediği
değişim bazlı olumsuz olaylardan kaynaklanan yoğun duyguların hissedilmesiyle beraber
uzun bir süreç içerisinde bilinçdışı bir şekilde geliştiğini açıklamıştık. Birey uzun bir süredir
duygusal boşluk yaşadığının farkındaysa ve söz konusu aşırı davranışları geliştiriyorsa
mutlaka bir uzmana danışmalı ve psikolojik destek süreci başlatılmalıdır.

Psikolojik destek sürecinde, uzman bireyin detaylı bir şekilde öyküsünü dinleyerek akabinde
bireyin öyküsü ve ihtiyaçları doğrultusunda bir sağaltım süreci oluşturabilir. Bireyin
çocukluğundaki ebeveynleri ile kurduğu ilişkiler üzerine konuşulabilir. Madde kullanımı
öyküsü varsa bu konu üzerinde durulabilir; psikolojik ve fizyolojik olarak oldukça zararlı
olabilen bağımlılık üzerine minimize edici yollar izlenebilir.
Böylelikle birey, duygusal boşluktan kaçınmak suretiyle madde kullanımı/bağımlılığı
geliştirdiyse söz konusu alışkanlıklarını minimize edebilir veya bırakabilir. Akabinde
duygusal boşluğun bireyi içerisine ittiği depersonalizasyonla başa çıkabilir ve değişim bazlı
olumsuz durumla karşılaştığında artık kendisine yabancılaşmayabilir. Zamanla olumsuz
duygu ve düşüncelerini kabullenip bu duyguların ve düşüncelerin sağaltımını bilinçli bir
şekilde sağlayabilir.

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Yazan: Irmak ARDIÇ

Sorumluluk Reddi: Söz konusu bu tür bilgiler Site’de yalnızca bilgilendirme amacıyla yayınlanmaktadır ve doktorunuz ya da eczacınızın tavsiyelerinin yerini almaz. Bu bilgiler hiçbir koşulda bir hastalığın veya fiziksel problemin tıbbi tanısını koymak için kullanılmamaktadır site üzerinden durumunuzla ilgili endişelerinizi ve sorularınızı sorabilirsiniz. Bununla birlikte her durumda doktorunuza ya da eczacınıza başvurmanız gerekir.