Anksiyete Bozuklukları

Anksiyete Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir? Literatürde anksiyete olarak adlandırılan kaygı; tehlikeli bir durum karşısında vücudu ve “savaş ya da kaç” mekanizmasını harekete geçiren bir duygu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Günlük yaşamda doğal anksiyete dediğimiz durumu yaşamamız olağan ve işlevsel karşılanırken işlevselliği bozduğu, şiddeti normalden fazla olduğu ve var olan durumla uygunluğu farklı olduğu takdirde bozukluk olarak adlandırılmaktadır. Tehdit uyaranı olmamasına rağmen, ortada endişelenecek, korkulacak bir durum söz konusu değilken bile kaygı varlığını sürdürüyor ve hayatın ciddi bir kısmını kaplıyorsa yaşam işlevselliği hasar görüyor demektir. İkili ilişkilerde, günlük yaşamda işleyişi ve kaliteyi ileri derecede bozarken kalp ve damar hastalıkları riskini arttırmaktadır. İş bulmada güçlük çekilmesine yol açmaktadır ve aynı zamanda intihar riskini iki kat fazla arttırmaktadır.

Eğer siz de anksiyete bozukluğu olduğunu düşünüyorsanız destek almak için yüz yüze veya whatsapp görüntülü konuşma üzerinden ücretsiz 15 dakikalık ön görüşme randevusu alabilirsiniz.

Neden Biz?

Danışan, toplum ve eğitim odaklı çalışmalar yürüten multidisipliner bir merkez olan Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Fundem Ece tarafından kuruldu.

Danışmanlık ve psikoloji faaliyetlerimizle toplumun çekirdeğini oluşturan çocuk, genç ve yetişkin bireylere, çift ve ailelere destek sunuyoruz.

Randevu talepleriniz için bizimle WhatsApp butonları üzerinden veya doğrudan iletişime geçebilirsiniz.

👇

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

Anksiyete Bozukluğu Belirtileri

Anksiyete bozukluğu belirtileri; Sıkıntı, bunaltı, endişe, korku duyguları anksiyetenin eşlikçisidir. Anksiyete bozukluğu Somatik olarak da kendini gösterir; ağız kuruluğuna, kalbin hızlı çarpmasına, nefes alışverişinin hızlanmasına, göğüste basınca, kas ağrılarına, bağırsak hareketlerinde düzensizliklere sebep olabilmektedir. 

Bir kişinin anksiyete bozukluğu nedir? tanısı alabilmesi için DSM 5’te belirli kriterler mevcuttur. Bu kriterler;

  • Belirtiler en az 6 aydır mevcuttur 
  • Belirtiler, işlevselliğin önemli alanlarında bozulmalara ya da aşırı sıkıntıya neden olur. 
  • Beliritiler ilaç ya da tıbbi durumdan kaynaklanmaz. 
  • Korku ve kaygılar başka bir kaygı bozukluğunun belirtilerinden farklıdır.

Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, istismar, sevilen kişilerin kaybı gibi nedenler anksiyete bozukluğuna yol açabilmektedir. Çevresel faktörlerin anksiyete bozuklukluklarına yol açabildiği gibi genetik faktörler de anksiyete bozukluklarına yol açabilmektedir. Yapılan çalışmlar vakaların çoğunu erişkinlikten yetişkinliğe geçişte görüldüğünü gösterir niteliktedir. Bunun yanı sıra kadınlarda, erkeklere göre 2 kat daha fazla görülmektedir. 

Anksiyete bozukluklarının çeşitlerine baktığımızda ise karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır:

  • Özgül fobi,
  • Sosyal kaygı bozukluğu,
  • Panik bozukluk,
  • Agorafobi,
  • Yaygın kaygı bozukluğu.

bknz: Kaygı Bozukluğu İlaçları

Bunun yanında; 

  • Obsesif kompulsif ve ilişkili bozukluklarda; obsesif kompulsif bozukluk,
  • Travma ve stresle ilişkili bozukluklarda; akut stress bozukluğu, travma sonrası stress bozukluğu da yer almaktadır.
Anksiyete Bozukluğu Nedir

Sosyal Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Anksiyete bozukluklarının bir türü olan sosyal anksiyete bozukluğu; diğer insanların bulunduğu sosyal ortamlarda bulunulduğunda, tanıdık olmayan kimselerle karşılaşıldığında, genellikle değerlendirilecekleri düşüncesi yaşanacak ortamlarda bulunulduğunda duruma uygunsuz bir şekilde yaşanan kaçınma çabası, kaygı ve utanç durumudur. Bu duyguların en sık yaşandığı durumlar ise topluluk karşısında konuşma, kalabalık bir toplantıda, grupta, sınıfta konuşma, yeni insanlarla iletişim kurma ve hiyerarşik olarak üstte olan insanlarla konuşmadır. Bu durumlar karşısında sosyal anksiyete bozukluğu yaşayan insanlar; bu tür ortamlara girmemeyi, bu tür ortamlardan olabildiğince kaçınmayı tercih ederler. Sosyal olarak rahatsızlık seviyeleri normale göre çok daha yüksek olup sosyal bir aktiviteye katılım konusunda sıkıntı yaşamaktadırlar. Yaşadıkları belirtiler, o anla sınırlı kalmayıp daha uzun süre devam etmemektedir. Performans sergilenecek ortamlarda bulunmaktan aşırı kaygı duymaktadırlar. Sosyal ortamlarda herhangi bir iş yapmak aşırı fazla kaygıya yol açabilmektedir. Etkileşimin görece daha çok arttığı ergenlik döneminde belirtiler kendini gösterir nitelikte olmaktadırlar. 

Sosyal anksiyete bozukluğu nedir? tanısı koyulabilmesi için aşağıdaki DSM 5 kriterlerini karşılayabilmek gerekmektedir. Bu kriterler;

  • Sosyal değerlendirme olasılığına maruz kalındığında sürekli, belirgin ve orantısız korku,
  • Tetikleyiciye maruz kalma, kişinin olumsuz olarak değerlendirileceği yönünde bir düşünce geliştirmesine yol açarak yoğun kaygıya sebep olur,
  • Tetikleyen durumlardan kaçınılır ya da aşırı kaygı ile bunlara katlanılır,
  • Belirtiler en az 6 aydır mevcuttur, şeklindedir.

Sosyal anksiyete bozukluğu tedavi edilemezse kronik olma eğilimi göstermektedir. Korkulan durumlar ve kaygılar arttıkça diğer hastalıklarının da yaşanma olasılığını arttırmaktadır (Örn; depresyon, madde kullanım bozukluğu vs.).  

Sosyal anksiyete bozukluğu nedir? etiyolojisi incelendiğinde ise birçok sebep ortaya çıkmaktadır. Bu sebeplerden ilk olarak bilişsel faktörler göze çarpmaktadır. Bilişsel süreçler birçok açıdan kaygıyı arttırmaktadır. Kişilerin, kendine karşı olumsuz tutumları ve bu olumsuzluklara aşırı odaklanmaları kişiyi önemli ölçüde etkilemektedir. Dış uyarıcılardan çok iç uyarıcılara odaklanılması (Örn; kalp atışı, terleme vs.), kişinin kendi sosyal becersini aşırı fazla olumsuz değerlendirmesi diğer sebeplerin yol açtığı gibi kaygıyı arttırmaktadır. 

Sosyal Anksiyete Bozukluğunu nedir?

tedavisinde en çok tercih edilen ekollerin başında Bilişsel ve Davranışçı Terapi (BDT) gelmektedir. Bilişsel ve Davranışçı Terapi’nin etkili olduğunu öne süren birçok klinik araştırma bulunmakla beraber oldukça önerilmektedir. Bilişsel ve Davranışçı Terapi’nin temel amacı eşleşen sosyal durumlar ve kaygı arasındaki ilişkiye odaklanıp bu ilişkiyi zayıflatmaya çalışmaktır. Bu sayede kişiye yeni sosyal deneyimler yaşatarak bu deneyimler sayesinde kaygıyla alakalı yeni bir öğrenme ortamı sağlamaktır. Çoğunlukla düşünce ve davranışa beraber müdahale edilse de tek başına davranışa müdahale etmek, davranış değişikliği üzerinde çalışmak da aynı derecede etkilidir. 

Sosyal beceri eğitimleri, rol playler, olumsuz otomatik düşünceleri ele alma yöntemi, iç uyarıcılara olan dikkatin dışa yönlendirilmeye çalışılma uygulaması, maruz bırakma yöntemleri de kullanılmaktadır. ,

İlaç tedavisine bakacak olursak trisiklik antidepressan (TCA), benzodiazepin (sakinleştirici ilaçlar) ve antipsikotik ilaçların kullanılmaktadır. 

Nişantaşı Şubemiz

Pendik Şubemiz

Kadıköy Şubemiz

SEDEF KÖSE

Sorumluluk Reddi: Söz konusu bu tür bilgiler Site’de yalnızca bilgilendirme amacıyla yayınlanmaktadır ve doktorunuz ya da eczacınızın tavsiyelerinin yerini almaz. Bu bilgiler hiçbir koşulda bir hastalığın veya fiziksel problemin tıbbi tanısını koymak için kullanılmamaktadır site üzerinden durumunuzla ilgili endişelerinizi ve sorularınızı sorabilirsiniz. Bununla birlikte her durumda doktorunuza ya da eczacınıza başvurmanız gerekir.