İçindekiler
Majör depresyon belirtileri nelerdir; üzüntü, mutsuzluk ve çökkünlük gibi duygusal yaşantıları içeren, kişinin günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir duygu durum bozukluğudur. Majör depresyon, genellikle 20’li yaşların sonunda başlamaktadır. Biyolojik, psikolojik ve çevresel etkenler depresyonun sebepleri arasında yer almaktadır. Majör depresyon nedir? Yaşam boyu görülme sıklığı %12-25 arasındadır. Yapılan çalışmalara göre, kadınlarda erkeklere oranla 2 kat fazla depresyon görülmektedir. İkiz çalışmalarında, majör depresyonun %31-42 oranında kalıtım ile geçtiği bulgularına ulaşılmıştır. Kalıtımın rolünün erken yaşta başlayan ve yineleyen depresyonlarda daha fazla olduğu düşünülmektedir.
Beyindeki nörotransmitter sistemler arasındaki dengenin bozulması, ailede depresyon öyküsünün olması, stres verici yaşam olayları, çocukluk çağı travmaları, işsizlik, kişilik özellikleri, kronik-psikiyatrik ve bedensel hastalıklar, madde kullanımı, güvensiz bağlanma, sosyal destek azlığı gibi faktörler majör depresyonu tetikleyebilmektedir. Boşanma, eş kaybı ve yalnız yaşama önemli çevresel etkenler arasında gösterilmiştir. (bknz: Bağlanma Stilleri)
Eğer siz de major depresyon konusunda destek almak isterseniz yüz yüze veya whatsapp görüntülü konuşma üzerinden ücretsiz 15 dakikalık ön görüşme randevusu alabilirsiniz.
Neden Biz?
Danışan, toplum ve eğitim odaklı çalışmalar yürüten multidisipliner bir merkez olan Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Fundem Ece tarafından kuruldu.
Danışmanlık ve psikoloji faaliyetlerimizle toplumun çekirdeğini oluşturan çocuk, genç ve yetişkin bireylere, çift ve ailelere destek sunuyoruz.
Randevu talepleriniz için bizimle WhatsApp butonları üzerinden veya doğrudan iletişime geçebilirsiniz.
👇
Majör Depresyon Belirtileri
Major depresyon belirtileri, bireyler rutin zamanlarda yaptıkları aktivitelere karşı ilgilerini kaybetmektedir. Çökkün ve kederli duygu durumuna değersizlik ve suçluluk duyguları eşlik etmektedir. Yorgunluk ve halsizlik görülmekte; dikkat, hafıza, bilgi işlemleme gibi bilişsel süreçlerde bozulmalar gerçekleşebilmektedir. Kişi; kendisi, dünya ve gelecek hakkında olumsuz düşünme eğilimindedir. Düşünce sürecinde yavaşlamaların görülmesi kararsızlık ya da karar vermede zorluk yaratabilmektedir. Depresyon sürecinde bireyin benlik saygısında düşme görülebilir. Duygu değişiklikleri ile beraber iştah ve kilo değişimleri görülmektedir. Uyku düzeninde bozulmalar, uyku ihtiyacında azalma ya da artış yaygın görülen belirtilerdendir.
Bir sonraki günü kucaklayabilmek ve hayatımızı idame ettirebilmek için her birimizin kendi içsel motivasyon kaynaklarına ihtiyacı vardır .Günlük hayatın getirdiği sıkıntılar,zorluklar ekonomik şartlar ve hayat gailesi zaman zaman yorgun, isteksiz ve stresli olmamıza neden olabilir ve bazen motivasyon kaynağımızı kaybetmiş gibi hissedebiliriz. Yaşamın olağan akışında elbette ki bazı olumsuz duygular ve durumlar deneyimleyebilir ve bir süreliğine bunları misafir etmemiz gerekebilir.Bir noktadan sonra bu olumsuz duygular ve durumlar kişisel, sosyal, iş ve eğitim hayatımızı olumsuz yönde etkilemeye ve bu alanlardaki işlevsellikte belirgin düzeyde düşüşe neden olmaya başlarsa karşımıza klinik bir tanı olarak “Depresyon” çıkar.
Depresyon kelimesi çoğumuzun yaşamın belli bir döneminde deneyimlediği duygu durum değişikliğini açıklamak için kullanılmakla birlikte majör depresif bozukluk olarak adlandırılan klinik bir sendromu da tanımlamaktadır. Majör depresif bozukluk bir veya daha fazla majör depresif epizodla karakterize olan bir duygudurum bozukluğudur. Majör depresif epizod ise kişinin en az 2 hafta süreyle kendini depresif hissettiği ve bu depresif hisse eşlik eden başka problemlerinde olduğu bir dönemdir.Depresyonun belirtileri arasında çökkünlük,üzüntü;yetersizlik, değersizlik ve suçluluk hissi,umutsuzluk,eskiden ilgi duyulan etkinliklere karşı ilgisizlik, keyifsizlik,enerji azlığı,hemen yorulma, az ya da çok uyuma,kiloda artış veya azalma, bilişsel becerilerde zayıflık; dikkat dağınıklığı,hafıza probemleri,konsantrasyon güçlüğü,kafa karışıklığı ve intihar düşüncesi yer almaktadır.Bununla birlikte depresyonun seyri her bireyde farklı ilerlemektedir. Kimi “Eskiden her gün yürüyüş yapardım şimdi adım atacak halim yok “ derken kimi “Önümü göremiyorum geleceğim çok karanlık ve muğlak” der kimi ise “Kimse beni sevmiyor yaşamam için bir sebep yok “ gibi serzenişlerde bulunabilir. Bu anlamda depresyon bireyler üzerindeki etkisine ve semptomların gidişatına göre hafif, orta ve şiddetli olarak sınıflandırılır.
Yapılan çalışmalar neticesinde majör depresif bozukluğun tüm psikiyatrik bozukluklar içerisinde en popüler ve en yaygın sorun olduğu,yaşam boyu kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla görüldüğü ortaya konmuştur.Yaşamın herhangi bir döneminde karşılaşılan iş kaybı, boşanma ,evlilikle ilgili sıkıntılar, ayrılık,aile içi çatışmalar ,şehir değişikliği,ülkeden ayrılma,sevilen birinin kaybı, gündelik hayatta yaşanan stres verici olaylar gibi durumların depresyon için tetikleyici olduğu bilinmektedir.Bununla birlikte depresif kişiliğe sahip olan hastalardaki depresyonun genetik olarak belirlenmiş kişilik faktörleriyle veya çocukluk dönemindeki istismar, ihmal,yoksulluk,şiddet ve zorbalık gibi olumsuz yaşantılarla ilgili olabileceği de düşünülmektedir.. Beynimizde mutluluk, zevk, enerji, motivasyon, konsantrasyon, dikkat ve bellek gibi duygudurum ve aktiviteleri kontrol eden seretonin,dopamin ve noradrenalin dediğimiz bazı kimyasallar bulunmaktadır. Depresyon döneminde bu kimyasalların düzeyinde önemli ölçüde azalma görülmektedir.İşte bu sebeple unutulmamalıdır ki depresyon kişinin zayıf olduğu güçsüz olduğu çaresiz veya umutsuz olduğu anlamına gelmez bu şekilde düşündüğü, hissettiği ve davrandığı anlamına gelir. İlaç tedavisi ile bahsettiğimiz kimyasalların düzeyi eski haline getirilebilir ve kişi kaybettiği enerjiyi, konsantrasyonu ve motivasyonu tekrardan yakalayabilir fakat tek başına ilaç tedavisi kişinin iyileşmeyi ve düzelmeyi ilaca atfedeceğinden ve ilaca bağımlılık gibi bir sorun oluşturacağından yeterli değildir. Bu noktada psikoterapinin önemi ve gerekliliği vurgulanmalıdır çünkü psikoterapiyle de beyindeki biyokimyasal dengesizlikler giderilebilir, kişi hayatında antidepresan etkisi yaratacak davranışları ve etkinlikleri keşfederek tekrardan hayata katılım sağlayabilir.
Ağır depresyon testi nedir? Kişinin ev ve işyerindeki görevlerini yerine getirmekte güçlük çekmesine neden olmakta, kişilerarası ilişkilerini olumsuz etkilemekte, işlevsellik seviyesinde belirgin bozulmalar görülmektedir. Majör depresyon belirtileri kişiden kişiye farklılıklar göstermekle birlikte, belirtiler en az 2 hafta süre ile devam etmektedir. Kişi içinde bulunduğu durum hiç geçmeyecekmiş gibi hisseder, umutsuzluk ve çaresizlik hissi görülür. Yeti yitimine neden olan ruhsal hastalıkların başında gelen majör depresyon, intihar riski açısından da önem teşkil etmektedir.
Majör Depresyon Tanı
A. Aşağıdaki belirtilerden en az 5’i en az 2 hafta süre ile gün boyu bulunmalıdır. (1.veya 2. kriter mutlaka bulunmalıdır)
1) Depresif duygudurumunun görülmesi
2) Bireyin günlük aktivitelere karşı ilgi-isteğinin azalması, anhedoni
3) Bireyin iştahının azalması ya da artması
4) Uyku düzeninde bozulmalar, uyku ihtiyacının azalması ya da artması
5) Psikomotor yavaşlama ya da ajitasyon
6) Bireyin enerjisinde azalma, yorgunluk
7) Bireyde suçluluk, değersizlik hisleri görülür
8) Konsantrasyon güçlüğü, dikkat problemleri
9) İntihar eğilimi
B. Bireyde işlev kaybı görülmektedir.
C. Ortaya çıkan belirtiler bir madde kullanımına ya da genel tıbbi duruma bağlı değildir.
D. Belirtiler, başka ruhsal hastalıkla açıklanamaz.
E. Mani ya da hipomani nöbeti görülmemektedir.
Majör Depresyon Nedir? Tedavisi
Diğer tıbbi rahatsızlıklar gibi majör depresyon tanısının da bir uzman tarafından konulması ve hastalığın tedavi edilmesi gerekmektedir. Majör depresyon tedavisi kişiye özel olarak planlanmaktadır. Tedavide, yaygın olarak antidepresan ilaçlar ve psikoterapi yaklaşımları kullanılır. Bilişsel davranışçı terapi en yaygın kullanılan psikoterapi yöntemlerindendir. Birçok araştırma, bilişsel davranışçı terapinin depresyon, anksiyete, panik bozukluk, fobiler vb. psikiyatrik rahatsızlıklarda yararlı olabileceğini göstermektedir.
Majör depresyon tedavisi ile ilgili uzmanlarımızdan bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Majör Depresyon ve Bilişsel Davranışçı Terapi
Duygu ve davranışlarımız olaylara yüklediğimiz anlam ile ilişkilidir. A. Beck, majör depresyonun ortaya çıkmasında bilişsel üçlü, şemalar ve bilişsel çarpıtmaların etkisini vurgulamaktadır. Bireyin kendisini, dünyayı ve geleceği olumsuz algılaması bilişsel üçlü kavramı ile ifade edilir. Kişi, kendisini kusurlu ve yetersiz olarak görmektedir. Depresyon sürecinde çevresel koşullar ve yaşantılar olumsuz algılanmaktadır, gelecek konusunda karamsarlık hakimdir. Kişinin geçmiş yaşantıları, temel inançları üzerinde etkili olmaktadır. Depresyonun bilişsel tedavisinde bireyin olumsuz şemalarının anlaşılması ve etkinliklerinin azaltılması amaçlanmaktadır.
Temel inançlar/ şemalar aktifleştiğinde olumsuz otomatik düşünceler ortaya çıkmaktadır. Otomatik düşünceler; aniden ortaya çıkan duygu ve davranışlarımızı derinden etkileyen zihinsel işlevlerdir. Sözel ya da imgesel olabilirler. Olumsuz otomatik düşünceler, bilişsel çarpıtmalardan meydana gelmektedir:
- Aşırı Genelleme: Sınırlı sayıda örneklere dayanarak herhangi bir olay ya da duruma karşı kapsamlı bir sonuca ulaşmaktır.
- Keyfi Çıkarsama: Gerçekçi kanıtlar olmadan belli bir sonuca ulaşmaktır.
- Zihin Okuma: Kişi, başkalarının düşüncelerini bildiğini düşünmektedir.
- Seçici Soyutlama: Herhangi bir olay ya da durumun olumlu yanlarını görmezden gelmek, olumsuz kısmına odaklanmaktır.
- Büyültme ve Küçültme: Kişi olayları olduğundan büyük ya da olduğundan küçük görme eğilimindedir.
- Ya Hep Ya Hiç Tarzı Düşünme: Deneyim ve yaşantıların kutuplaşmış bir şekilde değerlendirilmesidir.
- Felaketleştirme: Gelecek hakkında diğer ihtimalleri göz ardı ederek en kötü sonuçlara odaklanılmasıdır.
- Kişiselleştirme: Kişinin olumsuz bir olayı kendisiyle ilişkilendirmesidir.
- ‘’ -meli, -malı’’ İfadeleri: Kişi; kendisi ve dünya ile ilgili katı kurallar benimser, kuralların gerçekleşmemesi öfke açığa çıkartabilmektedir. ‘’- meli, -malı ‘’ sıklıkla kullanılan zorunluluk ifadeleridir.
- Duygusal Akıl Yürütme: Duygulardan hareketle olaylarla ilgili çıkarımlarda bulunulmasıdır.
- Etiketleme: Kişinin kendisi ya da diğerleriyle ilgili genel sonuçlara ulaştığı kalıp ve ifadeler kullanmasıdır.
Özetle majör depresyon tedavi gerektiren bir psikiyatrik hastalıktır. Kişiden kişiye tedavi planı farklılık göstermektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi yaygın olarak kullanılan psikoterapi yöntemlerindendir. Bireyin otomatik düşünceleri, bilişsel çarpıtmaları, temel inançları ele alınmaktadır.
Psikolojik destek almak için merkezimizdeki uzman ekibimizi inceleyebilirsiniz.
Yazar: Esra Çiçek
Açelya Susuz ve Klinik Psikolog Esre Çiçek
Sorumluluk Reddi: Söz konusu bu tür bilgiler Site’de yalnızca bilgilendirme amacıyla yayınlanmaktadır ve doktorunuz ya da eczacınızın tavsiyelerinin yerini almaz. Bu bilgiler hiçbir koşulda bir hastalığın veya fiziksel problemin tıbbi tanısını koymak için kullanılmamaktadır site üzerinden durumunuzla ilgili endişelerinizi ve sorularınızı sorabilirsiniz. Bununla birlikte her durumda doktorunuza ya da eczacınıza başvurmanız gerekir.
Uzmanlık alanları: Çocuk, Ergen, Yetişkin, Aile, Çift, Cinsel Terapi.
Okan Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü tam burslu kazandı. Psikoloji Bölümü’nü (%30 İngilizce) burslu okurken başarısı sayesinde Çift Anadal Programı’na kabul edilerek Sağlık Yönetimi Bölümü’nü de tamamladı.